1 Aralık 2010 Çarşamba

Yoldaş Pançuni - Yervant Odyan


Orijinal ismi “Inger Pançuni”  olan “Yoldaş Pançuni”, Anadolu Ermenilerini örgütlemek üzere parti tarafından gönderilen Pançuni yoldaşın biyografisi ve "sosyalist mektupları"ndan oluşan mizahi bir roman. Fransız Devrimi’nden sonra bütün uluslarda etkisini hissettiren milliyetçilik rüzgarı, Osmanlı egemenliğinde yaşayan Ermenileri de etkiler. Ermeniler arasında yoğun bir uluslaşma ve buna yönelik örgütlenme faaliyetlerinin başladığı bir dönemde Yoldaş Pançuni’yi kaleme alan Yervant Odyan, çok sayıda kitap, makale ve yazısının yanı sıra Tolstoy’dan Diriliş (1910) ve  Anna Karenina’yı (1911) Zola, Dostoyevski, Gorki, Twain’in kitaplarını Ermenice’ye kazandırması ile de ün yapmıştır.
Yoldaş Pançuni, 1869 İstanbul-Yenikapı doğumlu Yervant Odyan’ın Ermenice olarak yazdığı, 1911 ve 1914’te iki ayrı kitap olarak yayınlanan iki bölümden oluşmaktadır. Kitabın ilk bölümü, kahramanımız Yoldaş Pançuni’nin hayatına dair biyografik notlardan oluşurken, romanın ikinci ve önemli bir bölümünü kapsayan kısmı ise Pançuni’nin hareketin merkezine yolladığı ve bir nevi faaliyet raporu işlevi de gören sosyalist mektuplardan oluşuyor.

Çocukluğundan itibaren ele-avuca sığmaz afacanlığı ve gevezeliği ile babasına, arkadaşlarına ve öğretmenlerine “illallah” dedirten Pançuni, büyüyünce de çevresindeki herkesin kendisi ile ilgili beklentilerini boşa çıkarmayarak yine her şeyi kırıp döken, yapmaktan ziyade “yıkan” bir demagog oluverir. Bu özelliğine bir de paragözlük ve üçkağıtçılık eklenince tadından yenilmez hale gelir.  Onun sosyalist mektuplarının sonuna eklediği şu cümle para ile ilişkisini açıklayıcı niteliktedir:
“Mütevazi çalışmalarım hakkında döşediğiniz övgüler için teşekkür ederim. Keşke onun yerine biraz para yollasaydınız. Manevi teşvikler fiziksel ihtiyaçları karşılayamaz, bu teknik bir gerçek”
Sosyalizm ile tanışması ise kendisinin analiz ve sentez yeteneğine yakışır niteliktedir: Babası ölünce, babasının fena sayılmayacak serveti iki kardeş arasında eşit olarak pay edilir. Aradan 3 yıl geçtikten sonra Pançuni, ağabeyinin üç yıl içinde servetini ikiye katladığını, çalışkanlığıyla şehirde hatırı sayılır bir isim yaptığını, kendisinin ise aynı sürede tüm servetini tükettiğini, beş parasız kaldığını görür. Pançuni, bu iki tabloyu yan yana koyup harmanlar, birleştirir, çözümler, ayrıştırır ve tüm bu kimyasal işlemler sonucu "sosyalizm" fikri kafasında oluşur. İşte o zaman kapitalizmin ne cehennemi bir adaletsizlik olduğunu ve servetin eşit dağılımının ne denli gerekli olduğunu kavrar.

1938 yılında Kahire’de tekrar basılan kitaba ünlü karikatürist Aleksandr Saruhan da karikatürleri ile katkıda bulunmuş, daha sonra da bu karikatürler kitabın ayrılmaz bir parçası olmuştur. Romanı belki de en iyi özetleyen cümle Aleksandr Saruhan’dan:
"Yoldaş Pançuni, doğru ilke ve tasarıların bile, demagog, hayalperest ve sorumsuz okumuş cahiller tarafından, mevcut şartlar dikkate alınmadan uygulandıklarında nasıl yıkıcı olabileceklerini göstermekte"
Kitap mizahi bir roman olmakla beraber sosyalistlerin kendine has dünyasına “içerden” bir eleştiri veya bir özeleştiri niteliği de taşırken, 1900'lü yılların başında yazıldığını hesaba katınca 100 yıl sonra karşımıza çıkan Pançunilerin varlığı kitabın hala "yeni" olduğunu gözler önüne serebilmekte.

Şimdiye kadar Yoldaş Pançuni’yi hep bencil, paragöz, kurnaz biri olarak gözümüzün önünde canlandırken hata yaptık aslında. Yoldaş Pançuni, hiçbir zaman sosyalizm ülküsünden vazgeçmeyecek kadar da iflah olmaz bir devrimcidir aslında. Bu özelliği ile, Yervant Odyan’ın dediği gibi "Ermeni  milletinin, kahramanları anısına bir gün dikeceği anıtta yerini alacaktır."

“İki haftadan beri tüm köylülerle ilişki halindeyim. Sınıfsal safları oluşturabileceğim kişileri tek tek tespit etmeye, seçmeye çalışıyorum.
Köyde yaşlı bir papaz var. Der Sahak. O, orta çağ ruhanilerin, gericiliği, obsküranizmi temsil ediyor.  Kendisi ile sıcak savaşa girmek kaçınılmaz olacak. Dzabılvar burjuvazisini Res Serko ve birkaç yandaşı temsil ediyor. Bu pis burjuva, zavallı köylüler üzerindeki asırlık sömürüsünün ürünü olan üç tarlaya, iki ineğe, bir eşeğe ve iki de keçiye sahip. Der Sahak’ın haftada birkaç kez Res Serko’nun evinde yemek yediğini de belirtmem gerekiyor. Kapitalistlerin ve ruhbanların yoksul sınıfa karşı ebedi ittifakı.
Dzabılvar’ da işçi sınıfı aynı zamanda demirci olan nalbant Mıgo’dan oluşuyor. İki gün önce Res Serko’nun eşeğinin nalı düştü ve bu pis burjuva, Mıgo’ya başvurmaya mecbur oldu. Genel grev ilan etmesi ve Serko’nun eşeğini nalsız bırakması için Mıgo’yu ikna etmeye çok uğraştım. Bu özellikle imtiyazı sınıflar üzerinde epeyce sarsıcı bir etki yaratacaktı. Maalesef Mıgo ikna olmadı, zira  henüz yeterince propaganda yapmamıştım. Propagandamızın pratik sonucunu görmek için Dzabılvar’ da genel grev şart.”

Aras Yayıncılık tarafından ilk baskısı 2000 yılında yapılmış roman, Sirvant Malhasyan’ın çevirisiyle Türkçe’ye kazandırılmış.

Yoldaş Pançuni (2010)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder