29 Mart 2011 Salı

Milan- Steaua Bükreş / 1989 Şampiyon Kulüpler Kupası Finali

Unutulmaz Maçlar -1

Futbola dair canlı hafızası 1987 yılından öncesine gidemeyen şahsımın çeyrek asırlık kişisel futbol tarihindeki en önemli, en hatırlanası maçlardan birisidir.

Hatırlanmak için onlarca sebep vardır ve hangi sebebin hafızamda daha fazla nüfuza sahip olduğunu kestiremiyorum.
Bugünlerde herkesçe kabul gören dünyanın en iyi futbol takımı Barcelona ne ise, 1980’lerin sonu 90’ların başında Milan odur. Milan’ın ne kadar iyi olduğunu açıklamak için 1994 Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası Final maçında Milan’ın Barcelona’yı 4-0 geçtiğini hatırlatabiliriz. Ama Milan’ı tutmak için tek sebebimiz o yıllarda dünyanın “en iyi” olması yeterli bir sebep değildir elbette. Zira Real Madrid de 1997-2002 arasında tozu toprağa katmış, almadık kupa bırakmamıştır ama gönlümüzde bir yer edinememiştir. Bir zamanlar Kara-Kızıl Tugaylar’ın tribünlerinde cirit attığı, Antonio Negri yoldaşın takımı Milan’ı Silvio Berlusconi’ye rağmen sevmişizdir. Milan, gönlümüzün İtalya şubesidir.

Rahşan Demirel

Binlerce yıldır sönmeyen Newroz ateşini bir kez de bedeni ile yakan "Kadifekaleli".
Yıl 1992. Kürtlerin binlerce yıldır mitolojik çağrışımlarla kutladığı Newroz, artık daha farklı anlamlar kazanıyor, bir uyanışın bir direniş hareketinin sembollerinden biri oluyordu. Kürtlerin kadim dostlarından biri olan "ateş" de Newroz'la kardeş olmuş, kendi tarihini yaratmıştı. Ateşin bu tarihinde yücelmek isteyenler de ölümsüzler kervanına katılmak için o anı kolluyorlardı.
1992 yılında ise, tıpkı 1991'de olduğu gibi Newroz kutlamaları birilerinin canını fena halde sıkmış olacak ki, cellatlar kana susamış, Cizre'nin, Mardin'in, Nusaybin'in toprağını kanla suluyorlardı. Mardin'den kilometrelerce uzakta İzmir'de, “Küçük Mardin” Kadifekale'de ise Mardin'in hesabını sormak isteyen binler Newroz'un coşkusuyla doluşuyordu kalenin surlarına.
18 yaşındaki Rahşan ise gördükleri, yaşadıkları ile başka bir yolculuğa çıkmaya hazırlanıyordu. O, ateşin tarihinde yücelmek, bir gün önce Cizre'de, Nusaybin'de söndürülmeye çalışılan Newroz ateşini bedeniyle yakmak, ateşi harlamak istiyordu.
"Ben kendimi Newroz yapıyorum Kadifekale'de. Cizre, Mardin ve Nusaybin'in cevabını vermek zorundayız" diye bir not bırakarak çıktı kalenin surlarına.

4 Mart 2011 Cuma

iki resim ve Mehmet Emin Toprak

Kasaba
Uzak
               
Nuri Bilge Ceylan tarafından hafızalara kaydedilmiş iki resim:

- Birisi yemyeşil bahar aylarında çekilmiş, diğeri kışın ayazında..

- Birisi dünyanın en büyük metropollerinden birinde resimlenmiş, diğeri ise Kasaba’da.

- Birisi, 28 yaşında aramızdan ayrılan Mehmet Emin Toprak’ı ölmeden 3 yıl önce, 25’inde genç yaşta ölümsüzleştirmiştir, diğeri ise 20 yaşında bıyıkları yeni terlemiş bir delikanlı iken.

- İkisinde de Mehmet Emin Toprak’ın hayatında kat edeceği yol resmedilmiştir sanki. Birisinde gideceği yol uzundur. Kasaba’dan sonra Mayıs Sıkıntısı gelecek, sonra ise Uzak. Yolunda daha birkaç dönemeç daha vardır. Diğerinde ise yol çok kısadır, sadece bir dönemeç vardır ve dönemeçten sonrası gözükmemektedir.

- Birisinde Mehmet Emin Toprak'ın daha yapacağı çok işi olduğunun farkında, kendinden emin vakur bir duruşu var iken; diğerinde ise bir tedirginlik ve dönemeçten sonrasını görememenin belirsizliği vardır. Mehmet Emin Toprak, Uzak'ı görememektedir.

- Kasaba Mehmet Emin Toprak'ın ilk filmidir. Uzak ise O’nu izleyeceğimiz son filmdir. O’nsuz Nuri Bilge Ceylan filmleri bir kişi eksiktir artık.