18 Eylül 2015 Cuma

Bizim Bir Hayalimiz Var!

Anadolu Efes-Karşıyaka Şampiyonluk Maçı (Unutulmaz Maçlar-6)

Sporla kıyısından köşesinden ilgilenen herkesin unutamayacağı maçlar mutlaka vardır . Ama bu unutulmaz maçları canlı canlı yerinde izlemek herkese nasip olmaz.
Kimi maçlar genel spor izleyicisi için sıradandır ama o maç canlı izlendiği için özeldir. Kimisi de yıllar sonra bile sohbeti geçince "Ben de oradaydım" dediğinizde bir kez daha mutlu olmanızı, orada olmaktan gurur duymanızı sağlayacak türdendir. Tıpkı Karşıyaka'nın Efes'i İstanbul'da yenip Türkiye Basketbol Ligi şampiyonu olduğu maç gibi.  

3 Kasım 2014 Pazartesi

Aylak Adam-Yusuf Atılgan

"İki çeşit içen vardır. Biri benim gibi kurtuluşu içkiden beklemenin utancıyla içer. Bir de şu çevrendekilere bak. Bunlar neden içerler? Toplum içinde yaşamanın baskısını, yükünü hafifletmek için. Çekinmeden bağırmak, yüksek sesle gülmek için."

Bir aydınının hayata yabancılaşmasını ve bunun peşi sıra gelen yalnızlaşması sorununu anlatan Bozkırkurdu'nu okuduktan sonra, yine bir aydının yalnızlık hikayesi: Aylak Adam. Üstelik, Harry Haller ile C.'nin tek ortak yanları yabancılaşma-yalnızlaşma değil. 
Çalışmadan hayatını elit sayılabilecek düzeyde devam ettirecek kadar gelire sahip olmaları, hem Bozkırkurdu'nun hem de Aylak Adam'ın diğer bir ortak özellikleri. Üstelik, yaşamak için çalışmak zorunda kalan, iş çıkışı "elinde paketleriyle" evine, çocuklarına ekmek götürmek zorunda olan insanlar küçümsenir her iki anti-kahraman tarafından.

C. de tıpkı Bozkırkkurdu gibi hayali bile ürkütücü tekdüze yaşamdan kurtuluşun çaresinin olabildiğince insanlardan, yaşamın kendisinden uzak durmak olduğunu düşünmektedir.

24 Ekim 2014 Cuma

Bozkırkurdu - Hermann Hesse

Kendisinin katlanılmaz bulduğu ve tiksindiği burjuva yaşam biçimine çevresindeki herkesin, bütün toplumun razı olduğunu ama bu insanların aslında mutlu olmadığını düşünen ve mutlu olmayı kendisine de çok gören bir insan; mutsuzluğun, umutsuzluğun pekiştiği, yalnız olduğunu hissettiği bir çıkmazın içine girdiğinde ne yapar?

Evet, intihar etmeyi düşünebilir. Harry, intiharı düşünecek aşamaya gelmesine rağmen her zamanki gibi "düşün" insanı olmaktan kurtulamayıp, düşündüklerini eyleme dönüştüremediği için intihar etmenin ürkeklik ve korkaklığı ile debelenip durur. Ne intihar edebilmektedir, ne de hayattan zevk alabilmektedir. Ta ki karşısına Hermine adında bir kız çıkıncaya kadar.


Harry'nin hayatını tümden değiştirecek en önemli anlardan birisi Hermine ile karşılaşması olsa da bir önceki durak, şehrin sokaklarını amaçsızca dolaştığı akşamlardan birinde tanımadığı bir insan tarafından eline tutuşturulan bir broşürdür. "Bozkırkkurdu Üzerine İncelemeler" adlı bu broşür, Harry Haller'in kendi kişiliğini bulması, kendini tanımasında ufuk açıcı bir rol oynar. 

melodram ve siyaset

Bir gün bisiklet binemediğini fark ettim ve 
o gün ona bir şans daha vermeye karar verdim [1]. 

2014 “yerel seçimleri” sonuçlarının değerlendirilmesi, önümüzdeki aylar içinde gerçekleşecek olan Cumhurbaşkanlığı seçimi üzerine yapılan tartışmaların gölgesinde kaldı. Yapılan değerlendirmelerde çoğunlukla oy oranları ve bunun Cumhurbaşkanlığı seçimleri üzerinde yaratacağı sonuçların tartışılması ile sınırlıydı. Bu yerel seçimler, Türkiye tarihinde pek görülmemiş türden kitlesel ayaklanmaların, tarihsel bir anlam taşıyan yolsuzlukların hemen ardından gerçekleşti ve sosyolojik, psikolojik, politik bir takım sonuçlar çıkarmak için oy oranlarından daha değerli veriler sundu. Oy oranlarına baktığımızda AKP’ nin oy oranında bir düşüş olduğu söylenebilir. Bu düşüşün kimseyi tatmin etmediği de ortada ve burada oyların düşmesi ya da artmasından ziyade Erdoğan’ın bu seçimden, seçmeniyle arasındaki bağı güçlendirerek çıktığını görüp bunun üzerinden birtakım saptamalar yapmak oldukça önemli. Bu yazıda, siyasal değerlendirmelerde, bu alanın içine pek sokulmayan aşk, melodram gibi kavramları, Erdoğan’ın önlenemez yükselişini değerlendirirken, bu alanın içine yerleştirmeye çalışacağız.

12 Ağustos 2014 Salı

Cumhurbaşkanlığı Seçimi

Recep Tayyip Erdoğan 10 Ağustos'ta ilk turda Cumhurbaşkanı seçilirken şöyle bir sonuç ortaya çıktı:

Seçime Katılım              : %73,81
Recep Tayyip Erdoğan : %51,80
Selahattin Demirtaş      : %9,8
Ekmeleddin İhsanoğlu  : %38,44

Bu sonuçların ortaya çıkmasında etkili olan uzun dönemli birçok etken varsa da, ben Cumhurbaşkanlığı seçim sonuçlarına damga vuran kısa vadeli bazı değişikliklere değineceğim:

- Seçime Katılımın Düşmesi
- MHP'den AKP'ye geçen oylar
- CHP'den HDP'ye geçen oylar
- AKP'den HDP'ye geçen oylar

2014 Yerel Seçimleri

30 Mart 2014'te yapılan yerel seçimleri, Türkiye'nin katılımı en yüksek ve en politik seçimlerinden biri olarak tarihe geçti. Seçim atmosferi o kadar politikleşti ki, adayların önemli bir kısmı diğer yerel seçimlerin aksine, yol, su, köprü mevzularına hiç girmedi bile. Seçim kampanyalarının ilk dönemlerinde adayların projeleri halkın beğenisine sunuldu ama bazı bilgisayar programlarını bilen lise öğrencilerinin bile yapabileceği bu proje sunuları çok fazla itibar görmedi. Herkes daha çok genel ve daha politik konulara girmeyi tercih etti.

AKP'nin Cemaat ile olan dalaşıyla ortaya çıkan "tapeler" seçimin en önemli gündem maddesi oldu. İlk zamanlar yolsuzluk, hırsızlık ve medyaya baskı gündemli tapelerle başlayan furya bir
süre sonra seks tapeleri beklentisi yaratmaya başladı. Ne idüğü belirsiz ama Cemaat tarafından koordine edildiği apaçık ortada olan @fuatavni, @BASCALAN gibi twitter hesaplarından verilen bilgilerle 25 Mart'ta AKP'yi yerlebir edecek(!) tapelerin ortaya çıkacağı beklentisi oluştu herkeste. 

8 Mayıs 2014 Perşembe

Makedonya Gezisi

2012 Temmuz'unda 4 gün geçirdiğimiz ve Üsküp, Ohrid ve Struga gibi şehirlere gitme firsatımızın olduğu Makedonya'daki seyahatimiz ile ilgili aklımızda kalan ve sizin de işinize yarayabilecek notları paylaşmak istiyorum.

Öncelikle Türkiye'den Makedonya tercihinizde etkili olacağını düşündüğüm birkaç not belirteyim.

Vize Yok!
Makedonya Türkiye'den gelenlerden vize istemiyor. Uçak biletinizi alıp pasaportunuzla giriş yapıyorsunuz. Bu konu ile ilgili bir uyarıda bulunmak istiyorum. Yunanistan ile Makedonya arasında şu anda sıcak bir gündem olmasa da uzun bir süredir bir problem var ve Yunanistan Makedonya Devleti'ni tanımıyor. Bu yüzdendir ki, Yunanistan'ın üzerinde Makedonya Devleti'ne ait mühür bulunan pasaport sahiplerine ülkeye giriş izni vermediğini duydum. Henüz kendim bu duruma şahit olmasam da, Balkanlar'da çok sık dolaşan bir arkadaşımın benimle paylaştığı bu bilgiyi ben de paylaşmak istedim. Eğer ki Makedonya'dan sonra aynı pasaportla Yunanistan'a gitme ihtimaliniz varsa bu bilgiyi sağlam bir kaynaktan teyit ettirin. 

25 Mart 2014 Salı

Tatavaya Devam

Seçimlere 1 haftadan daha az bir süre kaldı. Bütün partiler ve adayları bu kısa sürede son kozlarını oynuyorlar. Toplumsal mücadeleleri sadece seçimlere endeksleyen düzenin bekçileri, bu "son düzlük" deparında varını yoğunu ortaya koyarken, bir yandan da kirli, ucuz siyaset oyunlarına başvurmaktan geri durmuyorlar.

Seçimleri çok önemli görse de, asıl mücadelenin seçimlerden sonra olacağını düşünenler ise, her zaman olduğu gibi sokakta olacaklar. Hangi partiden olursa olsun, belediye başkanlarından, Başbakan'dan hesap sormaya devam edecekler. Yeni muktedirler yaratmak için değil, mahallesini, şehrini, ülkesini birlikte yönetmek için, geleceğine kendisi karar vermek için her zaman oldukları yerde sokakta olmaya devam edecekler. 

11 Mart 2014 Salı

Bir Şölen, Bir Direniş Öyküsü:Gezi Direnişi


Onlar ki toprakta karınca,
suda balık,
havada kuş kadar 
çokturlar;
korkak,
cesur,
câhil,
hakîm 
ve çocukturlar
ve kahreden
yaratan ki onlardır,
destanımızda yalnız onların maceraları vardır.

Onlar ki uyup hainin iğvâsına
sancaklarını elden yere düşürürler
ve düşmanı meydanda koyup 
kaçarlar evlerine
ve onlar ki bir nice murtada hançer üşürürler
ve yeşil bir ağaç gibi gülen 
ve merasimsiz ağlayan
ve ana avrat küfreden onlardır,
destanımızda yalnız onların maceraları vardır. 

Nazım Hikmet Ran

27 Mayıs 2013'de Taksim Gezi Parkı'na yıkım için giren iş makinelerine engel olmak isteyen bir avuç çevreciye polisin pervasızca müdahale etmesiyle başlayan ve birkaç gün içinde sosyal medya aracılığıyla tüm yurda yayılan, 79 ilde (İç İşleri Bakanlığı verilerine göre sadece Bingöl ve Bayburt'ta eylem olmamış) milyonlarca insanın sokağa çıktığı bir direniş hareketinden bahsediyoruz.

Öyle bir direniş ki; kapsadığı alan, süresi ve içeriği itibariyle Türkiye tarihinin en görkemli direnişlerinden, halk hareketlerinden biri olmaya aday. Kimilerine göre ise en muazzamı. Tüm dünyanın gözü kulağının Türkiye'ye çevrildiği, direnişe ortak olan hemen hemen herkesin "Oradaydım" demekten onur duyacağı bir büyük şölen. 
Baharda görmeye alışkın olduğumuz çiçeklerin Haziran'da da açmaya devam ettiği ve baharın Temmuz’a kadar sarktığı bir yıl. 

28 Ocak 2014 Salı

12 Yıllık Köle (12 Years a Slave)- Steve McQueen

Türkçeye "12 Yıllık Köle" olarak çevrilen "12 Years a Slave" filminde Siyahların, Beyaz ırkın zulmünden kurtulma öykülerinden birini izliyoruz. Bu kez öykümüz Malcom X gibi topyekün bir mücadele öyküsü değil, "Zincirsiz" (Django-Unchained) gibi bireysel bir kurtuluş öyküsü. Amerikan İç Savaşı öncesi kölelik düzenini çok sert bir şekilde tasvir eden filmde, Solomon Northup'un gerçek yaşam öyküsü beyaz perdeye aktarılmış.

Mağdur edenlerin, mağdurların çektiği acıları anlamaya çalışıp, içindeki ırkçılık yüklü nefreti yok etmesi çok kısa sürede hallolunacak bir mesele değil. Bu durumun değişmesi için nefret ve ayrımcılığı körükleyen kanunların, yönetmeliklerin değişmesi de "toplumlardaki algı değişikliği" için tek başına yeterli değil. Bu ve buna benzer "çözüm süreçleri" için birçok araca ihtiyaç var. Toplumların kendi tarihleriyle yüzleşmesinde bu araçlardan biri olan filmlerin, yaşanmış öykülerin çoğu zaman kanun ve yönetmeliklerden daha güçlü olduğunu görebiliyoruz.