Benim bugünkü seçimim, beni çok heyecanlandıran bir romandan söz etmek. Seçim yasağına sığındığım sanılmasın. Seçimler yaklaştıkça gürültünün gücüne iyice yaslanıp ikbal avına çıkan beter muktedirlerin kararttığı dünyamıza çok inanmayın, isterim. 'Seçimler bir şey değiştirecek olsa, çoktan yasaklanırdı' sözünü hatırlatarak, eğer hemen yarına yönelik bir umudunuz varsa bir an evvel köreltin isterim. Hayatımızı gerçekten değiştirecek olanın nasıl bir şölen olacağına dair kişisel arkeoloji çalışmamda tesadüfen varmış olduğum bir durak, sözünü edeceğim roman. Murat Uyurkulak'ın romanı: Tol
Tol'un
altbaşlığı, "Bir İntikam Romanı". İrkiltici bir uzlaşmazlığın, koyu
mu koyu bir yeisin romanı, aynı zamanda. Kuşaktan kuşağa devredilen bir lanetin
izini sürmek için yola düzülen bir adamın romanı. Kendine, tam da tükendiği,
yolun sonuna geldiği, silinip kaybolmak, ardında en ufak iz bırakmadan
buharlaşmak istediği bir anda armağan edilir, hiç tanımadığı babasının
serüveni. Uzun bir tren yolculuğu boyunca başka bir lanetlinin eline
sıkıştırdığı defterlerden, o acılı dönüşme-paralanma-kaybolma serüvenini takip
eder.