28 Ocak 2011 Cuma

Maradona good, Pele better, George BEST

Neden George Best: Hayatını anlatmak için neden George Best gibi bir portreyi seçtim diye soracak olanlara meramımı şimdiden anlatayım. Belki kadınlara ilişkin söylediği sözler cinsiyetçi ve erkek egemen ideolojinin bir yansıması olarak eleştirilebilir. Hayatında hiç bir şeye değer vermediği kadar içkiye ve kadınlara verdiği değer onu kafamızdaki tipik bir futbolcu kategorisine sokabilir. Ama O asla sıradan olmadı. Sıradışı yaşamına rağmen hiç bir şekilde magazincilerin maymunu olmadı, medya patronlarına taviz vermedi. Bol sıfırlı kontratlara imza atarken zengin kulüp patronlarına da yalakalık yapmadı. O'nun sıradışı bir futbolcu olarak kayda geçmesinin tek sebebi alkole ve kadınlara olan düşkünlüğü değil, futbol yeteneğinin yanı sıra kıvrak zekası ve paraya, ödüle değer vermemesi idi. Bütün bunlar bile O'nun hakkında iki kelime etmemiz için geçerli sebeplerdir.

"I spent a lot of money on booze, birds and fast cars. The rest I've just squandered!"
"Çok fazla param var ve ben paramı alkole, kuşlara (kızlar anlamında) ve hızlı arabalara harcıyorum, geride kalanı da saçıp savuruyorum"

Best değilse, "en iyi" kim?
22 Mayıs 1947’de Belfast’ta doğan ve dünyanın gelmiş geçmiş en iyi topçuları arasında sayılan George Best’in birçok futbol otoritesine göre bir Maradona veya Pele olamamasının tek sebebi Kuzey İrlandalı olmasıydı. Kuzey İrlandalı hele de Belfastlı olup Kraliçe’nin memleketi İngiltere’de top koşturması her zaman bir dezavantaj yaratsa da, milli takımı Dünya Şampiyonu olacak kadar güçlü olmasa da "the best" olamamasının tek nedeni Kuzey İrlandalı olması değildi elbette. Best’in kendisinin anlattığı bir anısı, kendi hayat tarzının kısa bir özeti gibiydi:
“1970’lerde bir otelde kalıyordum, odaya kat görevlisi girdi ve etrafta bir gece önce kazanılmış on binlerce pound ve şampanya var, yatakta ise dönemin Dünya Güzeli (Miss World) yatıyor.. Genç görevli bana sordu: “George, yanlış giden ne ?”

Bir röportajda söylediği şu sözler, neden "en iyi" sayılmadığını kabul eder bir cevaptır:
"Çirkin biri olarak doğsaydım, Pele’nin esamesi bile okunmazdı"

Futbol dışındaki hayatı, yaşamı için gerekli parayı kazandığı futbol kadar önemliydi onun için. Best'in en iyi olma gibi bir derdi hiç olmadı. Alkole, kadınlara harcadığı zamanı futbola da ayırmış olsaydı eğer, sadece gönüllerin değil otoritelerin de en iyisi olmayı çoktan hak edebilirdi. Ama George Best’in fanatikleri tarafından bir slogan haline getirilen şu sözler tribünlerin en iyisini işaret ediyordu:
“Maradona good, Pele better, George Best”

Yolunuz Manchester'a düşerse
17 yaşında Manchester United formasını giymeye başlayan efsane yıldız, 18 yaşında da İrlanda milli takımı formasını giyerek bu formayı 31 defa terletmiştir.
Manchester ile 1965, 1967 senelerinde İngiltere Lig Şampiyonluğu, 1968 senesinde ise Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası’nı kazanan Best, aynı yıl Avrupa’da “Yılın Futbolcusu” ödülüne layık görülür.
Alkol, uyuşturucu ve sekse düşkünlüğü ile tanınan George Best, futbolcu olarak en iyi dönemlerini geçirdiği Manu’dan 1974 yılında “devam eden alkol problemi, maçları ve antrenmanları kaçırması sebebiyle” 27 yaşında kovulur.

Best and Birds
BBC'de Michael Parkinson’un talkshow programına konuk olan Best “maç başlama saatine en yakın ne zaman seks yaptın?” sorusuna uzunca bi düşünüp “valla bi tane devre arasında vardı” şeklinde yanıt vererek seks için zaman ve mekan tanımadığının mesajını veriyordu.
Hayatında içki ve seksin futboldan daha önemli bir yer tuttuğunu, hatta hayatının anlamının alkol ve kadınlardan ibaret olduğunu defalarca yinelemiştir.
"Çok fazla param var ve paramın büyük bir bölümünü alkole, kadınlara ve hızlı arabalara harcıyorum, geriye kalan paramı da çarçur ediyorum"

1969 yılında verdiği bir röportajda ise:
"Yedi tane Miss World 'le yattığım söyleniyor, bu kesinlikle doğru değil. Doğru rakam dört. Diğer üçünü geri çevirdim" dediğinde abartmamış, hayatının gerçeklerini dile getirmiştir.
Özellikle 70’li yıllarda her yıl seçilen Miss World güzelinin ne zaman Best’le yatacağı merakla beklenir ve bu er ya da geç gerçekleşirdi. Evleneceği kişi için Miss World listesine göz gezdirmiş, seçim yaparken bir hayli zorlanmış ve sonunda Mary Stavin’de karar kılmıştır.
“I used to go missing a lot...Miss Canada, Miss United Kingdom, Miss World..."
''Eğer bana üç kişiyi çalımlayıp 30 metreden Liverpool'a nefis bir gol atıp tribünleri ayağa kaldırmak mı, Dünya Güzeli’ni yatağa atmak mı? diye sorsanız karar vermesi çok zor olurdu. Şanslı biri olarak her ikisini de yaptım. Ama birini 50 bin kişinin gözleri önünde''

“İçkiyi bıraktım… ama sadece uyurken”

İçki ve hızlı yaşantısı nedeniyle karaciğerinin mefta olmasından sonra sık sık karşılaştığı “Hiç alkol almadığın zamanlar oldu mu, içkiyi ne zaman bırakacaksın” minvalli sorulara ve serzenişlere şu cevabı verir:

“1969'da içkiyi ve kadınları bıraktım. Hayatımda geçirdiğim en berbat 20 dakikaydı.''
Alkol, gece hayatı ve kadınlardan ibaret düzensiz yaşantısı nedeniyle genç yaşta futboldan kopan Best, seçtiği yaşam tarzı nedeniyle magazincilerin de yoğun ilgisine mazhar olmuştur. Ancak hiçbir zaman kendisini medya patronlarına, para babalarına ezdirmemiştir. Hayatının hiçbir döneminde ne kadınlarla ne de alkolle olan ilişkisinden taviz vermemiş ve bu ilişkiden pişman olmamıştır.

Esquire dergisi ile yaptığı bir röportajda “Geriye dönüp baktığınızda hayatınızla ilgili değiştirmek istediğiniz bir şey var mı?” diye sorulmuş. Muhabirin Best’in düzensiz yaşamı ile ilgili pişmanlıklarını duymak veya magazinel yaşantısından bir örnek vereceğini umarak sorduğu bu soruya George şu yanıtı vermiştir:
“1971'de Chelsea'ya karşı bir penaltı kullanmıştım. Peter Bonetti lanet olası herif topu çeldi. Diğer tarafa vurmuş olmayı isterdim...“

George Best: el Beatle
O, sadece Manu taraftarlarının veya Belfastlıların değil futbolcusundan teknik adamına taraflı-tarafsız herkesin hayranı olduğu bir yıldız, futbolun ilk rock’n roll starıdır.
"The Wedding Present" adlı Leeds orijinli müzik grubu, “George Best” adlı albümleri ile onu, ölmeden önce, cennetin takımına transfer olmadan önce ölümsüzler kervanına uğurlamıştır.
Manchester United’ın ezeli rakibi Manchester City taraftarları da ona olan hayranlıklarını gizleyemezken, gittiği her ülkede de milyonların gönlüne kuruluyordu.
1966'da Manchester United'ın Benfica'yı Lizbon'da hezimete uğrattığı maçtan sonra Portekiz gazeteleri “George Best: el Beatle” yani Beatles'ın beşinci üyesi olarak O'nu manşetlere taşır.

Rakip takımların taraftarlarının kıskançlıkla yoğrulmuş bir hayranlıkla izlediği George Best defans oyuncularının korkulu rüyası olurken, aynı defans oyuncuları bu müthiş yeteneğe olan saygılarından da kusur etmiyorlardı.
1970’de, Manchester'da forma giyerken, West Bromwich Albion'la yaptıkları bir maçtan sonra kutlama için takım olarak bir bara giderler. Orda West Bromwich'li bir defans oyuncusuyla karşılaşan Best'e defans oyuncusu şöyle der:
"Hey George dön de bir yüzüne bakayım, çünkü bütün maç boyunca defansı peşine taktığından sadece kıçını görebildim."

Üstün oyun yeteneği, rakip taraftarların bile onu hayranlıkla  izlemesine neden olurken, o rakipleri ile alay etmek için fırsat kolluyordu.
Hollanda ile yapılan bir milli maçtan önce George Best'e sorarlar:
“Cruyff mu daha iyi yoksa sen mi?”
Best, bu da soru mu manasında güler ve cevap verir:
“Bacak arasından geçireceğim topu, dikkatle izleyin.”
Maçın hemen başlarında Best topu alır, 3 Hollandalı'yı rahatça çalımladıktan sonra ters tarafta olmasına rağmen Cruyff'u bulur ve yanına gidip bacak arasından topu geçirir. Sonra yumruğunu havaya kaldırıp gazetecilere ve onu ağzı açık izleyen tribünlere selamını çakar.

7 Numara
Kırmızı şeytanların Eric Cantona, David Beckham ve Christiano Ronaldo ile devam eden "7" numara efsanesi onunla başlamıştır.
Manchester United rüzgarının Ada’yı kasıp kavurduğu 2000’li yıllarda kendisi ile karşılaştırılan David Beckham ile ilgili sorulan bir soruya verdiği cevapla genç kızların sevgilisi 7 numaraya lafı giydirmekten geri durmaz.
''Biraz yavaş koşuyor, sol ayağını da kullanamıyor galiba, bir de hiç kafa vururken görmedim onu, onun dışında iyi herhalde''

Hırçınlığı ve düzensiz yaşamı ile sıra dışı oyuncular kategorisinde unutulmazlar arasına girmeyi başaran 7 forma numaralı Paul Gascoigne’e bir gün:
"Senin IQ’un forma numarandan daha düşük" dediğinde Gascoigne’den gelen cevap:
" IQ ne?" olmuş.

Manu’nun efsane 7 numaraları arasında belki de sıra dışı kişiliği ile George Best’le aşık atabilecek tek futbolcu Eric Cantona’dır. Best 2005 yılında alkole yenik düşüp cennete uğurlanırken Eric şu cümlelerle selamını göndermiştir:
"Cennetteki ilk antrenmanında sağ açığa geçip, sol bekteki Tanrı'nın başını döndürmüştür. Bana takımında bir yer ayırtmasını çok isterim. Best'in takımında tabii, Tanrı'nınkinde değil."

Sahalara Veda
1963-74 arası Manchester’da geçirdiği unutulmaz yıllardan sonra 1974’de Manu’dan kovulur. 1974-1983 arası Fulham, Stockport County, Dunstable Town, Hibernian, Los Angeles Aztecs, San Jose Earthquakes ve son olarak Bournemouth’ta meşin yuvarlağın peşinden koştuktan sonra 1983’de 37 yaşında futbolu bıraktı.
1984 yılında alkollü araç kullanırken yakalayan polise saldırdığı için 3 ay hapis cezasına çarptırılır ve o yıl Noel’i demir parmaklıklar arasında geçirir. Ford Açık Cezaevi futbol takımına seçilecek kadar futboldan kopmamıştır henüz.
1991’de BBC’nin prime-time talk show programlarından Wogan’a konuk olan George Best, program boyunca bir kaç kez küfür etti ve alkollü bir şekilde programdan ayrıldı. Best sonraları davranışından dolayı özür diledi ve her zamanki esprili bakış açısısını özrüne eklemekten alıkoymadı kendini.
“Alkolizm üzerine yapılan en kötü program oldu”

"Benim gibi Ölme"
2002’de alkolün zararları onu ölümle burun buruna getirdiğinde ancak karaciğer nakli yapılarak kurtarıldı ama o alkolden asla vazgeçmedi. Daha fazla yaşamak için değil, bir süre daha rahat alkol tüketebilmek için karaciğer nakli yaptırmıştı. O, alkol dışında önüne gelen her şeye çalım atabiliyordu ama alkol onun için bir vazgeçilmezdi.
Nitekim 2003 yılında bir kez daha alkollü araç kullanmaktan tutuklanan George Best’in ehliyetine 20 ay boyunca el konulur.
"Benim Gibi Ölme"
Bir yandan alkolle olan ilişkisi mutlu bir şekilde devam ederken, diğer yandan eşlerin birinden ayrılıp diğeri ile evleniyordu. En son karısı Alex ile de 2004 Nisan’ında yollarını ayırdılar. Alkolle olan münasebeti dışında hayatındaki her şey berbat gidiyordu. Yaşadığı maddi sıkıntılar nedeniyle 1968 yılında kazandığı “Avrupa’da Yılın Futbolcusu” ödülünü 2003 yılında satmak zorunda kaldı.
2005’e gelindiğinde artık efsaneye cennetin yolları aralanmaya başlamıştı. Nakil yapılan karaciğeri de aldığı aşırı alkol yüzünden enfeksiyon kapmış ve hastaneye kaldırılmıştı. George Best için bu dünyadaki günleri artık sayılıydı. Best’i tedavi eden doktorlardan Profesör Roger Williams “savaşıyor, savaşmasını istiyoruz ama durum çok zor” diyordu.

Best’in sağlık masraflarını karşılamak üzere kampanya başlatan hayranları, efsaneyle ilgili ürüneri internet üzerinden satarak O’nu son günlerinde yalnız bırakmadılar.
18 Kasım günü Ada’nın tabloid gazetelerinden “News of the World” Best’in hasta yatağında çok kötü halde çekilmiş bir fotoğrafını yayımladı ve Kuzey İrlandalı’nın son mesajını acınası fotoğrafın altına yerleştirdi:
“Benim gibi Ölme”

25 Kasım sabahı doktorları bütün Britanya’ya ve dünyanın dört bir yanındaki hayranlarına hiç de istemedikleri, açıklamayı yaptı:
"Çok üzgünüz, bu durum herkesi çok yıprattı, ancak Best'in hayatını kurtarabilmek yapabileceğimiz bir şey kalmadı"
25 Kasım 2005’de Londra’dan futbolun starlarından biri daha Cennetin takımına transfer olmuştu.
Cenazesi, doğduğu topraklarda, Belfast’ta kaldırılan Best’in tek çocuğu Calum Best, babasını O’na yakışan şekilde uğurlamayı ihmal etmedi.
Mezarı başında patlattığı bir şişe şampanyayla toprağını sulayan Calum, babasını toprağın altındayken de alkolsüz bırakmaya niyetli değildi.
Yoldaş Pançuni (2011)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder