23 Aralık 2013 Pazartesi

Bir anlatıcı: Hameran

Ali Çakıroğlu'nun Rap müziği yapan dostumuz Şerwan Hameran için yazdığı yazıyı, yazıda, benim de uzun zamandır gördüğüm ama yazmaya cesaret edemediğim tespitler olduğu için paylaşmak istiyorum.


Müziğe ve söz yazmaya gerçekten çok küçük yaşlarda başladı. Bildiğimiz enstrümanlar onun ilgi alanına hiç girmedi. Aynı şey dil için de geçerli. Çocukluğundan beri icat etmek istediği şeylerin arasında yeni bir dil de vardı. Sonunda bu iki özlemden HAMERAN doğdu. 7 yaşında “işçi sınıfının ezildiği”ne, Afrika’daki aç çocuklara dair yılbaşı şiirleri yazan çocuk, en sonunda kendisini RAP’e adadı. İcat ettiği dil de “Türkçe RAP”te bir lehçeydi.

9 Aralık 2013 Pazartesi

Maraş Mahallesi

Şimdilerde ismi Yamanlar olan İzmir'in bir mahallesinin 12 eylül 1980 öncesindeki ismidir Maraş Mahallesi.
Maraş mahallesi, 1970'li yıllarda Maraş Elbistanlıların göçü ile kurulmuş ve dönemin politik atmosferinde birkaç adım öne çıkmıştır. 70'li yıllardaki göçle kurulmuş olması, Elbistanlıların yoğunluğu ve de politik bir mahalle olması gibi özellikleri ile İstanbul'daki 1 Mayıs Mahallesi'ne benzetilebilir. 1 Mayıs Mahallesi'nin isminin Mustafa Kemal Mahallesi olarak değiştirilmesi gibi, Maraş mahallesi'nin adı da Yamanlar olarak değiştirilmiştir. 12 Eylül zihniyetinin halkın toplumsal mücadeleler hafızasını silmek için kullandığı araçlardan biri olan "yerleşim yerlerinin ismini değiştirme" geleneğinden Maraş Mahallesi de nasibini almıştır. Hoş, Yamanlar ismi mahalleliyi tanımlamak için daha anlamlı olsa da toplumsal hafızayı silme çabasına karşı eskiyi hatırlamak ve hatırlatmak gerekiyor. 


6 Aralık 2013 Cuma

İzmir, CHP, Sol

2007 İzmir Cumhuriyet Mitingi
Yerel seçimler sath-ı mahaline girdiğimiz şu günlerde "Yolsuzluk Operasyonu" nedeniyle güme giden, çok konuşulmayan bir konu var. MHP'den Mansur Yavaş ve Ali Erdoğan ile AKP'den Lütfü Savaş'ın CHP'ye transferleri gündem kalabalığı nedeniyle hak ettiği ilgiyi göremese de 30 mart Seçimleri'ni etkileyen önemli gündem maddelerinden bir olmayı hak ediyor. Bu transferler "CHP'nin sağcılaşmaya başladığı" tartışmalarını başlatırken bir yandan da akıllara "CHP ne zaman solcu oldu?" sorusunu da beraberinde getiriyor.

Bu yazımızda "Solun kalesi" olarak görülen İzmir seçmeninin ne kadar Sol duyarlılıkla oy kullandığını ve İzmir seçmeninin politik tercihlerinden yola çıkarak CHP'nin solcu olup olmadığını tartışmak. 
Yazının konusu, AKP'nin İzmir'i alıp alamayacağından çok, İzmir seçmeninin "Sol" duyarlılıkla oy kullanmadığını ve CHP'nin İzmir'de seçim kazanmasının sebebinin de bu olmadığını göstermeye çalışmak.

21 Kasım 2013 Perşembe

Željko Obradović ve Itoudis

24 Kasım Pazar günü Balıkesir, Avrupa basketbolu için çok özel günlerden birine ev sahipliği yapacak. 
Banvit Bandırma ile Fenerbahçe Ülker arasında oynanacak maçı bu kadar önemli kılan ne Allen Iverson, Deron Williams gibi NBA yıldızlarından bir yenisinin daha Türkiye'de parkeye çıkması, ne de bu maçın bir şampiyonluk maçı oluşu. Bunların hiçbiri bu maçı daha özel kılamazdı.

Aslında sıradan bir TBL 7. hafta mücadelelerinden biri olan bu maçı basketbolseverler açısından, özellikle de Avrupa basketbolunu NBA'den daha cazip görenler açısından önemli kılan şey yıllarca aynı benchte yan yana görmeye alıştığımız Željko Obradović ve Dimitrios Itoudis'i ilk kez farklı benchlerde görecek olmamızdır.

24 Ekim 2013 Perşembe

Asesoft Ploiesti Karşıyaka Euro Cup Maçı

Karşıyaka ilk 2 maçını da kazanarak grupta önemli bir avantaj yakaladı ve grubun diğer 2'de 2 yapan takımı `Hapoel Jeruselam` ile liderliği paylaşıyor.

Turnuvanın favorilerinden biri olmasına rağmen, gruptaki ilk maçında kendi evinde kaybettikten sonra deplasmanda kazanan `Khimki`'yi de yabana atmamak lazım. Onlar da ikinci maçlarında deplasmanda kazanarak atlanmayacak takım olduğunu gösterdi.

İlk periyotta ev sahibi takım oyuna hızlı başlamasına rağmen 2. periyottan sonra Karşıyaka oyunun kontrolünü almaya başladı ve 3. periyotta yaptığı iyi savunmayla maçı kopardı.

17 Ekim 2013 Perşembe

Karşıyaka igokea Euro Cup maçı

Geçtiğimiz sezon son hücumda kaybedilen EuroChallenge finalinin üzerinden epey zaman geçti. Avrupa maçlarını özlemişiz. Üstelik bu sezon bir üst kategori olan Eurocup'ta mücadele edecektik. ULEB organizasyonları Eurolig ve Eurocup maçlarının açılış müziği olan ve Eurolig maçlarını izleme sebeplerimizden biri olan "I feel devotion" u Karşıyaka Arena'da dinlemek ayrı bir keyif verdi. Dileğimiz, bu marşı Arena'da bir Eurolig maçından önce dinlemek.

Geçtiğimiz sene rüya gibi geçen ve biraz buruk biten sezonun ardından bu yılki Avrupa serüvenine kolay bir rakiple başladık.  
Karşıyaka, Türkiye liginde kendinden daha alt klasmandaki rakiplere karşı sürprize yer vermeyerek sürdürdüğü maç kazanma geleneğini, Avrupa'da da devam ettiriyor.

1 Ekim 2013 Salı

Parke için geri sayım başladı

Karşıyaka, sezon öncesi katıldığı turnuvalarda gösterdiği performansla TBL'de yine ilk 6'da rahatça tutunabileceğini gösterdi. 
Önce 13. Uluslararası Cevat Soydaş Basketbol Turnuvası`'nda Tofaş, Ted Kolejliler ve Mersin Büyükşehir Belediyespor'un önünde turnuvayı şampiyon tamamladı. Son olarak da Türk Telekom, Gaziantep Belediye ve Ted Kolejliler'in katıldığı Tansel Mıhçıoğlu turnuvasında şampiyon olarak geçtiğimiz 2 sezondur ligi altında tamamlayan takımları yine altına alacağını gösterdi. 
Karşıyaka'nın hazırlık maçlarında yendiği takımlardan Türk Telekom'un kadrosunu Josh Shipp, Kerem Tunçeri, Ümit Sonkol, Luksa Andric ve Cemal Nalga gibi isimlerle takviye ederek iddialı sayılabilecek bir kadro kurduğunu ve Gaziantep ile Ted Kolejliler'in de bu iddialı kadroyu sezonun son hazırlık maçlarında yendiğini düşündüğümüzde bu takımların Türkiye Basketbol Ligi (TBL) sıralamasında Karşıyaka'ya rakip olamayacağı açık. Hazırlık maçlarını ölçü olarak almayıp kadro kalitesine de baktığımızda Karşıyaka bu takımları rahatça geçebilecek güçte. Belki bu sezon yepyeni bir kadro kuran Türk Telekom, oyuncuların uyum dönemini atlattıktan sonra bu takımlar arasından sıyrılabilir ama yine de Karşıyaka'yı geçebileceğini zannetmiyorum. 

27 Eylül 2013 Cuma

Bir Devrimci Tutsağa Mektup

Not: Bu mektup Erol Hanbayat'a gönderilmiştir ama Gezi Direnişi sırasında mahpus olan ve dışardan gelen haberleri duydukça içi içine sığmayan tüm devrimcilere yazılmıştır.

Merhaba Erol,

Sana daha önce yazmak istedim ama yazmaya karar verdiğim dönemde çok önemli şeyler yaşadık burada. Senin de bilmek isteyeceğin, bilip de ayrıntılarını merak ettiğin şeyler. Belki onlardan da bahsederim diye bekledim. Ama beklemekle olmuyormuş. Bekle bekle bitmedi. İyi ki bitmedi. Belki de hiç bitmeyecek bir serüvenin sonunu beklememek gerekiyormuş, onu anladım.

Sen kaç senedir İzmir’desin bilmiyorum ama ben 25 senedir İzmir’de yaşamama rağmen ben böyle bir yaz mevsimi yaşamadım burada. Biliyorum ki sadece İzmir değil, Ankara, İstanbul, Antakya, Adana ve tüm memleket böyle bir yaz mevsimi yaşamamıştır.

12 Ağustos 2013 Pazartesi

İspanya İç Savaşı'nda Fas Sorunu'nu görmezden gelemeyen bir devrimci: Pierre Besnard

İber Yarımadası'nda Devrim ve İç Savaş- 3

1930'lu yıllarda The International Workers' Association'ın (Uluslararası İşçi Birliği) Genel sekreterliğini yapan Fransız sendikacı, daha doğru tabirle Anarko-Sendikalist. 

CNT'nin de üyesi olduğu birliğin İspanya'da yaşanan devrimci süreci incelemek üzere İspanya'ya gönderdiği Besnard, anarşistlere Paris komünarlarının düştüğü hatayı düşmemeleri ve para ihtiyacı için Ulusal Hazineden yararlanmaları tavsiyelerinde bulunur. 

Besnard'ın bu önerisinin yanında asıl dikkate alınması gereken ancak sosyalist ve anarşistlerce de sümen altı edilen çok önemli bir tespiti daha vardır: 
Olası bir İspanya Devrimi'ni gerçekleştirecek öneri listesinde, Portekiz'de ve Fas'ta da bir ayaklanma yapılması teklifi vardır.

6 Ağustos 2013 Salı

Merkezi Milis Komitesi

Emekçi!
Demir Sütun'a katılman Devrim'i güçlendirecek
İber Yarımadası'nda Devrim ve İç Savaş- 2
İspanya İç Savaşı sırasında Barcelona'da ortaya çıkan ikili iktidar sorununu ortadan kaldırmak için Katalonya'daki bütün örgütlerin ortak kararıyla kurulan bir halk örgütlenmesidir Merkezi Milis Komitesi. 

16 şubat 1936'da yapılan seçimleri Halk Cephesi'nin kazanmasını hazmedemeyen İspanya'nın kodamanları, faşist orduyu harekete geçirerek 19 temmuz 1936'da bir darbe girişiminde bulunur. Bu darbe girişimine karşı hem Merkezi hükümet hem de Katalan hükümeti (Generalitat) etkisiz kalınca, Kralcılara karşı Cumhuriyet'i korumak yine halka kalmıştır. Kışlaları basıp ele geçirdikleri silahlarla faşistleri püskürten halk, kendi komitelerini kurarak tüm Barcelona'yı fiilen yönetmeye başladı. 
bir yandan adı var kendi yok Generalitat, diğer yandan kışlalardan hastanelere, fabrikalardan sokaklara kadar iktidarı elinde bulunduran komiteler, Katalonya'da bir ikili iktidar durumu ortaya çıkarmıştı. 

5 Temmuz 2013 Cuma

Darbeyle Yarım Kalan Bir Devrim Daha: Mısır

27 mayıs 1960 Darbesi'ni beğenenler bunu da beğendi.


Her ikisine alkış tutanlar olduğu gibi, elbette ki her ikisini beğenmeyenler de var. Ve her ikisini beğenmeyenler de ikiye ayrılıyorlar:

Birinci gruptakiler; seçimle iktidara geldi diye Menderes, Mursi ve hiç kuşkusuz Tayyip Erdoğan iktidarlarını halk iktidarı zannedip bunlardan medet umanlar.
İkinci gruptakiler ise; halkın seçim hakkına saygı duymakla birlikte, gerçek halk iktidarının halkın kendi örgütleriyle kendi kendini yönetmesi olduğuna inanıp, hem Menderes ve Mursi'ye hem de askeri darbelere karşı çıkanlar.
Bu ikinci gruptakiler Mübarek karşıtı gösterilerde de "halk kendi kendini yönetmek istiyor" diye heyecanlanmıştı, "Mursi'yi de istemiyoruz" diye milyonlar sokağa döküldüğünde de.

14 Şubat 2013 Perşembe

Kadir İnanır'dan Tatar Ramazan Çıkışı

11 Şubat'ta Radikal'de yayımlanan Ezgi Başaran'ın yaptığı röportajını dikkatle, heyecanla ve şaşırarak izledim.
Neden şaşırdım? Kadir İnanır'ın çok sağlam politik filmlerde oynadığını biliyordum (Tatar Ramazan'ı haybeye izlemedik) ama bu politik filmleri dönemin siyasal atmosferine falan bağlardım hep. Öyle çok örnek var çünkü. Açıkçası, O'nun bu kadar politik olduğunu bilmiyordum. Bu da benim ayıbım olsun.
Üstelik anlatmak istediklerini o kadar net, yalın bir dille anlatmış ki; sorunun kaynağını anlamak istemeyenlere daha nasıl anlatılabilir diye de düşünmeye başladım.

6 Şubat 2013 Çarşamba

En Sevilen Öğretmenin Ölmesi

Bir annenin, bir arkadaşın, bir yoldaşın ölmesi kadar acı verendir. 

Evet, bir anne kadar değerli bir öğretmen.
Eğer ki bu öğretmen; bir kişinin eğitim hayatına olduğu kadar, kişi olarak O'nu var eden temel özelliklerinin oluşmasına da olumlu bir şekilde etki edebiliyorsa anne kadar değerli olmayı hak ediyordur.
Eğer ki bir insan, o öğretmeni ile temas halinde olduğu dönemlere bakıp orada kendi kişisel tarihinin önemli dönüm noktalarını, hayatının çok değerli detaylarını görebiliyorsa o öğretmen bir arkadaş kadar değerlidir.

3 Şubat 2013 Pazar

Karşıyaka Kataja Eurochallenge Cup Maçı

(Unutulmaz Maçlar -5)

29 Ocak 2013'de Karşıyaka Arena'da oynanan bu maçı blog'a taşımamın birkaç sebebi var aslında.

Asıl ve en önemli sebebi, bu maç yeğenim Eren ile birlikte gittiğim ilk basketbol maçıdır ve benim için "Unutulmaz Maçlar" arasına girmeyi hak etmiştir. Eren'in de yıllar sonra hatırlayıp anlatacağı bir maç olacağından da eminim. Eren ile daha önce birlikte defalarca futbol maçına gitmiş olmamıza  ve kendisi şimdiden (14 yaşında) Karşıyaka fanatiği olmasına rağmen, henüz basketbol maçına gidememiştik. İnsanlarla futbol dışında bir şey konuşamayan, sporu futbol zanneden birisi olmasını istemediğim yeğenimin basketbol topunu eline alalı 3-4 yıl olmuştu ve topu elinden bırakmadığı şu günlerde bir basketbol maçı için tam vakitti.