9 Aralık 2013 Pazartesi

Maraş Mahallesi

Şimdilerde ismi Yamanlar olan İzmir'in bir mahallesinin 12 eylül 1980 öncesindeki ismidir Maraş Mahallesi.
Maraş mahallesi, 1970'li yıllarda Maraş Elbistanlıların göçü ile kurulmuş ve dönemin politik atmosferinde birkaç adım öne çıkmıştır. 70'li yıllardaki göçle kurulmuş olması, Elbistanlıların yoğunluğu ve de politik bir mahalle olması gibi özellikleri ile İstanbul'daki 1 Mayıs Mahallesi'ne benzetilebilir. 1 Mayıs Mahallesi'nin isminin Mustafa Kemal Mahallesi olarak değiştirilmesi gibi, Maraş mahallesi'nin adı da Yamanlar olarak değiştirilmiştir. 12 Eylül zihniyetinin halkın toplumsal mücadeleler hafızasını silmek için kullandığı araçlardan biri olan "yerleşim yerlerinin ismini değiştirme" geleneğinden Maraş Mahallesi de nasibini almıştır. Hoş, Yamanlar ismi mahalleliyi tanımlamak için daha anlamlı olsa da toplumsal hafızayı silme çabasına karşı eskiyi hatırlamak ve hatırlatmak gerekiyor. 



Maraş Mahallesi adını daha çok 12 Eylül öncesinin son büyük kalkışmalarından biri olan Tariş Direnişi ile duyurmuştur. Çiğli İplik Fabrikası'nda başlayan direniş; Gültepe, Çimentepe(Güzeltepe) gibi mahallerin yanı sıra Maraş Mahallesi'ne de taşınmış, mahalle barikatlarla devletin kolluk kuvvetlerine geçit vermemiştir.

Yusuf Metin de o dönemde öne çıkan ve Yamanlar'da katledilen önemli devrimcilerden biridir. İzmir'in birçok mahallesinde yürüttüğü devrimci faaliyetin yanı sıra Tariş fabrikalarında yürüttüğü çalışmalar ile 1980 Tariş Direnişi'nin temellerini atan onlarca devrimcilerdendi. "Halkın Kurtuluşu" mücadelesinde İzmir'de çok önemli işler başararak faşistlerin hedefi haline gelen Yusuf Metin,   1978 1 Mayısı'nda yaptığı konuşma ile artık infaz mangalarının listesindeki yerini almıştı. Tariş İplik Fabrikası'nda yapılan bir işçi toplantısı dönüşünde Yamanlar girişinde otobüsten indikten hemen sonra kontrgerillalar tarafından kurşunlanarak katledilmiştir. Onun ölümü sonrası Yamanlar tarihinin önemli yürüyüşlerinden biri gerçekleştirilmiş ve Yamanlar'dan başlayarak Yusuf Metin'in öğrencisi olduğu Ege Üniversitesi'ne kadar binlerce insan  O'nu öldürenleri lanetlemişlerdir.

80 yıllık devlet geleneğinin kendi tarihini, resmi tarihini yaratmak adına ezilenlerin, emekçilerin tarihlerini yok etme çabası Maraş Mahallesi'nde de tezahür etmiştir. Yamanlar'da Tariş Direnişi'ni bilen, hatırlayan çok fazla kişi olmadığı gibi, bilenler de yeni nesil gençlere bu bilgilerini, deneyimlerini aktarmamakta, hatta gizlemektedir.

Tariş Direnişi'nin üzerinden uzun yıllar geçmiş olması, bilgi aktarımını zorlaştırsa da, bu balık hafızalığı, 1995 Gazi Ayaklanması için de geçerlidir. İstanbul'da Gazi Mahallesi'nde kahvelerin taranmasına tepki olarak başlayan  ve kısa sürede İstanbul'un 1 Mayıs Mahallesi, Okmeydanı gibi birçok mahallesine taşınan ayaklanma, İstanbul dışında ilk olarak İzmir Yamanlar'da karşılığını bulmuştur. Yamanlar'da binlerce kişi sokağa çıkarak hem yapılan katliamı öfkeyle karşılamış, hem de Türkiye işçi sınıfının büyük kalkışmalardan birinin parçası olmanın gururunu yaşamıştır.

Yamanlar'ın mahalle olarak devrimcilere kucak açması birçok kez görülmüştür ama bunlardan belki de en çarpıcı olanı Gökhan Özocak'ın ölümüdür. 2000 yılında başlayan Ölüm Orucu Direnişi'ne Buca Cezaevi'nde başlayan Gökhan Özocak, tahliye edildikten sonra direnişini dışarıdan sürdürmeye karar vermiştir. Yamanlar'da bir tutuklu yakını ailesinin evi direniş evine dönüştürülmüş ve burada Ölüm Orucu'nu sürdürmüştür. 4 Temmuz 2001'de Yamanlar'da hayatını kaybetmiştir.

Yamanlar, 12 Eylül öncesindeki hareketli günlerini aratsa da 90'lı yıllardaki Newroz'lar bu günleri tekrar tekrar hatırlatmıştır. 70'li yıllarda Yamanlar'a göç eden Alevi Kürtlerin yarattığı dinamizm, yerini 80'lerin sonu ve 90'lı yıllarda Kürdistan'dan göç eden savaş mağdurlarının mücadelesine bırakmıştır. Binlerce kişinin katıldığı Newroz'lar birçok kez de çatışmalara sahne olmuştur. Çok küçük yaşta olduğum Newroz'ların birinde, çatışmalı bir Newroz'dan sonraki sabah Newroz alanında futbol oynamaya gittiğimizde sahada onlarca mermi kovanı topladığımızı hatırlarım.

Yamanlar hala emekçilerin, ezilenlerin en dinamik kesimlerini barındırmaya devam ediyor. Ama bu dinamik kesimlerin parçalı yapısı ve örgütsüzlüğü bu dinamiklerin açığa çıkmasını engelliyor.
2000'li yıllarla birlikte Yamanlar "merkez" olup kendi "çevre" mahallelerini de yaratmıştır.
Yamanlar daha çok 70'li yıllardaki göçle şekillenirken, 90'lı yıllardaki göç Yamanlar'ın dibine Küçük Yamanlar'ı (Onur Mahallesi) ve Emek Mahallesi'ni yerleştirmiştir.
Yamanlar, Maraş-Elbistan, Malatya, Çorum, Erzurum, Tokatlıların kurduğu bir mahalle iken; Onur Mahallesi, 90'lı yıllarda hemen hemen bütün Kürt illerinden göç almış, Emek Mahallesi ve Yamanlar'ın bir bölümü de Mardinlilere kucak açmıştır.
Her yerde olduğu gibi Merkez ve Çevre arasındaki çatışma Yamanlar'da da baş göstermiştir. Kimi zaman hemşehrilik, kimi zaman Alevi-Sünni, bazen de Türk-Kürt gerilimleri ortak mücadelelerin önündeki en büyük engel olmuştur. Hatta, 2000'li yıllarda Yamanlar ve Onur Mahallesi arasında sınıfsal farklılıklar da ortaya çıkmaya başlamıştır. Memleketinden göç ettikten sonra konfeksiyon atölyelerinde çalışıp biraz sermaye biriktiren ve kendi atölyesini açan Yamanlar erbabı, atölyelerinde Onur Mahallesi'nin genç kızlarını, delikanlılarını çalıştırmaya başlamıştır.

Yamanlar ile Onur Mahallesi ve Emek Mahallesi arasındaki bu farklılıklar büyük çatışmalara neden olmasa da ufak gerginlikler ve kafalardaki ön yargılar birçok ortaklaşmayı da engelliyor hala. Onur Mahallesi, Emek Mahallesi daha çok Kürt Hareketi'nin etkin olduğu bölgeler iken, Yamanlar daha çok Türkiye Sol Hareketi saflarında eskiden mücadele etmiş, hala mücadele eden veya onlara sempati duyanların ağırlığında.

Yamanlar, tekrar eski günleri bekleyen birçok devrimciye ev sahipliği yapıyor ve herkes bir gün Yamanlar halkının binler olup sokakları dar edeceğine yürekten inanıyor. O günün geleceğine inançları tam olsa da Yamanlar halkı şimdilerde Nazım Hikmet'in ve Üç Fidanlar'ın heykelleriyle teselli olmakla yetiniyor.

Yoldaş Pançuni (2013)



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder