6 Şubat 2013 Çarşamba

En Sevilen Öğretmenin Ölmesi

Bir annenin, bir arkadaşın, bir yoldaşın ölmesi kadar acı verendir. 

Evet, bir anne kadar değerli bir öğretmen.
Eğer ki bu öğretmen; bir kişinin eğitim hayatına olduğu kadar, kişi olarak O'nu var eden temel özelliklerinin oluşmasına da olumlu bir şekilde etki edebiliyorsa anne kadar değerli olmayı hak ediyordur.
Eğer ki bir insan, o öğretmeni ile temas halinde olduğu dönemlere bakıp orada kendi kişisel tarihinin önemli dönüm noktalarını, hayatının çok değerli detaylarını görebiliyorsa o öğretmen bir arkadaş kadar değerlidir.

O'nu adım adım, gün gün takip ederek daha 14 yaşında kuruluşundan haberdar olduğumuz Eğitim-Sen'in ne zorluklarla, hangi engeller aşılarak kurulduğunu O'nunla gördük, öğrendik. Ve yıllar sonra eski öğretmen-öğrenci, yeni yoldaş hep birlikte aynı sendikada olmanın, aynı kortejde yan yana yürümenin mutluluğunu paylaştık.

Sadece bir kişinin değil, birçok öğrencinin hayatına nüfuz etmiş ve hatırlanmayı, tekrar tekrar hatırlatılmayı hak eden bir öğretmen, sadece yüzlercesine İngilizceyi sevdiren değil, ailemizin eksik bıraktığı şeyleri tamamlayan bir Hoca idi. Ailelerimizin korktukları için uzak durmamızı istediği ve öğretmediği şeyler, onun ders sonlarında kulağımıza kar suyu olarak kaçırdıklarıydı. Torpilden, adam kayırmadan uzak durmayı, kartvizite itibar etmemeyi ondan öğrendik.

Birçok öğretmen, zorunlu olarak geldiği okulumuzdan bir an önce ayrılmak için can atarken, o zorla gönderilmişti okulumuzdan. Bir İngilizce öğretmenine "ikisi de dil ne olacak" gerekçesiyle Türkçe dersi verdirilmeye çalışıldığını gördük. Ve O'nun bu duruma karşı direnişini ve okuldan ayrılmak zorunda bırakılışını.

Çok değerli kadınların aramızdan ayrıldığı bir zamanda ayrıldı yanı başımızdan.
"Yiğit ve güzel kadınlar ardısıra mı gider?" dedik hep birlikte ve uğurladık unutulmayan diğerlerinin yanına, sonsuzluğa.

Ölüm sana yakışmadı Ferah Hoca!

(Ocak 2013)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder