12 Aralık 2012 Çarşamba

Kağıttan bir Kaplan: Kemal Burkay

AKP'nin, Kürt sorununun "çözümü" için yaratmaya çalıştığı muhatap. Evet, "yaratmaya çalıştığı" diyebiliriz. Eğer ortada çözülmesi gereken bir sorun varsa, bu sorunun muhatabı kesinlikle Kemal Burkay değildir ve olamaz da. Ama "bu memlekete Komünizm gelecekse de bir getiririz" diyen bir zihniyetin ardılları bunu da yapabilir: Kendi yarattığı muhatabı ile sonra masaya oturup, müzakere edecek ve hep bir ağızdan "Kürt sorunu hallolunmuştur" diyecekler. 
AKP, bir süre önce "Kürt kardeşlerinin sıkıntılarını" çözmek için sivil siyaset yapanları muhatap alacağını sıklıkla vurgularken, kamuoyu da AKP'nin sivil siyaset derken isim zikretmeden BDP'yi kastettiğini düşünüyordu. Üstelik BDP'nin bu şartı kabul etmeyeceğini bile bile AKP, BDP ile masaya oturmak için de PKK'yi terör örgütü olarak kabul etme şartını masaya sürüyordu. 

Ama AKP'nin amacı çoktan beri farklı imiş. AKP, şimdi çıkmış devletin 80 yıldır sürdürdüğü Kürtlere yönelik yaklaşımını, temcit pilavı gibi tekrar önümüze sürüyor:
"Sizin için en iyisini biliriz, biz yaparız. Bizimle bir sorununuz varsa bile, bu sorunu çözme(me)k için kiminle konuşacağımıza da biz karar veririz."

Gelin görün ki, muhatap olarak kabul ettikleri kişinin Devlet ile Kürtler arasında yaşanan sorunun son 30 yıllık bölümü için ne düşündüğü ortada. Sorunun devlet tarafından kabul edilmesini sağlayan bir örgüte "Devlet tarafından yaratıldı, Devlet tarafından yönetiliyor" diyebilen birisinden çözüm beklemek. Bir de sorunu çözmek için masaya oturtulan kişinin temsil kabiliyetine bakalım. Kemal Burkay'ın başında olduğu PSK'nin 1980 öncesi gücü ile şimdiki varlığı(?) arasında uçurumlar olduğu da sır olmayan bir gerçek. PSK'nin de bir bileşeni olduğu ve birkaç örgütten müteşekkül HAK-PAR'ın bile temsiliyet gücü yok denecek kadar az iken Kemal Burkay'ı Kürtlerin temsilcisi olarak görmek olsa olsa safdilliktir. Bu muktedirler o kadar saf olamazlar diyorsanız bunun tek bir açıklaması var: Siyasal müzakere sürecinde BDP'yi saf dışı bırakarak Kemal Burkay'la takılmak. 

Kemal Burkay'ın çatışmaları durdurmak için herhangi bir gücü, etkinliği, kabiliyeti olmadığına göre, devletin Kemal Burkay'ı asıl ön plana çıkaracağı süreç Yeni Anayasa'nın yapım süreci olacaktır. AKP, BDP'nin öne sürdüğü anayasa değişikliklerinin önemli bir kısmını kabul etmek istemeyeceğinden "Kürtlerin sesi" olarak Kemal Burkay'ı öne sürecek ve Kemal Burkay'ın birkaç önerisi anayasada yerini bulacak ve Tayyip Erdoğan balkona çıkarak "bakın, benim Kürt vatandaşımın da talepleri Anayasada yerini aldı" diyebilecektir.

Yoldaş Pançuni (2012)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder